top of page

Vazgeç(me)mek

Siyasal tarih, bir duygular tarihi olarak da okunabilir. Bilinen kurumsal yüzleri yanında, öfkenin, mücadele ve umudun, korkunun, neşenin ve iyimserliğin zamanları. Tıpkı kişisel hayatımızdaki gibi, toplumsal ilişkilerimizin ve tarihimizin de belirli dönemlerine hakim olan durumlar ve neredeyse iklimler söz konusu.

İçinden geçtiğimiz zamanın bir “korku çağı” olduğunu, korku tarafından esir edilmiş toplumların karizmatik liderlere sığınma tepkisi verebildiklerini, son iki konferansımızda, “Korku” ve “Karizma ve Lider Kültü” başlıklarıyla tartışmıştık. Şimdi, 6. Siyasal Psikoloji Konferansı’nda, bu iklimin bir başka veçhesini derinlemesine konuşmak istiyoruz:

Vazgeçme - Vazgeçmeme.

Geçtiğimiz aylarda, hepimizi sarsan bir olguyla yüzleşmek zorunda kaldık: Yoksulluk intiharları. İnsanlar, aileler, içinde yaşadıkları yoksullukla daha fazla başa çıkamadıkları için hayattan vazgeçmeyi seçtiler.

Ülkelerinden vazgeçen insanlar, ölümü göze alarak göç yollarına düştüler. Gençler, kendi ülkelerinde bir gelecek umudu göremediklerinden, başka ülkelere göç etmenin yollarını aramaya başladılar.

Vazgeçmenin bir diğer boyutu ise kamusal hayattan kendini soyutlamak şeklinde karşımıza çıktı. İletişim teknolojilerinin gelişimi “yüz yüze” temastan olabildiğince kaçınmayı, bireyin kendi için yaratmaya çalıştığı “güvenli liman”lara kendini kapatmasını içerdi. Üstelik kimi zaman bu yöndeki vazgeçişler yeni başlangıçları beraberinde getirdi. Kent hayatından vazgeçenlerden, yaşamını bir köyde-kasabada “organik” koşullarda sürdürmeye yönelenler oldu. Kentte kalanların bir kısmı ise “dünyayı / ülkeyi değiştirmek” dışında gündemleri benimsediler. İçsel huzur arayışından vazgeçmeyişin, yol ve yöntemlerde vazgeçiş ile iç içe geçtiği örnekler görür olduk.

Birçoklarının vazgeçtiği ise gelecek zaman kipi idi. Orta ve uzun vadede daha iyi bir yaşama kavuşma konusunda yitirilen ümitler çoğu kez geçmişe sarılmayı, nostaljiyle sarmalanmayı beraberinde getirdi.

Bütün bu “vazgeçiş”lere baktığımızda, belki de vazgeçmekten değil de vazgeçilmekten söz etmemiz gerekiyor. Dışlanma ve ayrımcılıktan daha kapsamlı, daha derin bir vazgeçilme. İnsanın bu dünyanın kendisinden vazgeçtiğini fark etmesi. Çok yakın zamanda hayatımızın merkezine yerleşen koronavirüs ile bildiğimiz dünya da acaba bizden vazgeçti mi diye sorar olduk.

 

Korona günlerinde evden çalışma, uzaktan eğitim, gönüllü/zorunlu karantina derken öncelikle alışık olduğumuz gündelik hayatlarımızdan vazgeçmek durumunda kaldık. Takıntı boyutuna varan sağlık-odaklı yaşam vazgeçilmezimiz oldu. Gelecek zaman kipi galiba en çok bu zamanlarda rafa kalktı ve nostaljiye en çok bu zamanlarda sarıldık. Bu süreçte “sürü bağışıklığı” fikrinde vücut bulduğu üzere kolaylıkla vazgeçilenler oldu: yaşlılar, yoksullar, mülteciler… Bir de ekonominin çarklarının dönmesinden vazgeçmeyenlerin vazgeçtikleri emekçiler. Ağırlaşan çalışma koşulları, sağlanmayan koruyucu ekipmanlar, ücretsiz izin adı altında işten çıkarmalar vb. ile üretimden vazgeçmeyenlerin emekçilerden vazgeçişini görüyoruz. Sınıf meselesi salgın tanımıyor.

Diğer yandan, işlerinden atılan, “sosyal ölüm”e mahkûm edilen, soruşturmalarla, sürgünlerle, hapislerle sınanan insanların müthiş bir direnç gösterdiklerine, birbirlerinden ve umuttan vazgeçmediklerine tanıklık ediyoruz. Direnmenin, dayanışmanın, özgürlük alanları açma mücadelesinin bitmediğine. İnatla ve hiçbir şey olmamışçasına bitmediğine, bitemediğine.

Betonun çatlağında çiçekler açar gibi ısrarlı itirazlar sürüyor. Yolun uzaklığına ve koşulların çetinliğine rağmen mütevazı adımlar hiç durmuyor.

6. Siyasal Psikoloji Konferansı’nın başlığı, Vazgeç(me)mek. Hem içinde yaşadığımız “içe göçme”yi görmeye ve anlamaya ihtiyacımız var, hem de vazgeçmemenin nasıl ve nerelerde mümkün olduğunu tartışmaya.

Bu tartışmayı şu başlıklar altında yapabileceğimizi düşünüyoruz:

 

  • Yoksulluk intiharları

  • Göç

  • Ayrımcılık ve dışlanma

  • Kamusal alandan kopuş ya da alternatif kamusallıklar

  • Vazgeçmeme imkan ve tecrübeleri

  • Vazgeçmeme ve yeni mücadele biçimleri

  • Akademiden, Basından vazgeç(me)mek

  • Partiden – siyasetten vazgeçmek / Sokaktan vazgeçmemek

  • Vazgeçilen nüfus

  • Ekonomiden Vazgeçmeyenler

 

İlki 2014 yılında gerçekleştirilen Siyasal Psikoloji Konferansı’nın altıncısı İzmir Tabip Odası ve İzmir Dayanışma Akademisi’nin kurumsal şemsiyesi altında 23-24 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de  gerçekleştiriliyor. Ancak pandemi süreci ve kısıtlamaların devam etmesi halinde etkinliğin çevrimiçi konferans formatında sürdürülmesi de gündemdedir. Etkinliğe sözlü sunumlarıyla katkı yapmak isteyenlerin en fazla 500 kelimeden oluşan ve başlık içeren özetlerini, iletişim ve (varsa) kurumsal bilgileri ile beraber 15 Temmuz 2020 tarihine kadar siyasalpsikolojikonferansi@gmail.com adresine göndermelerini bekliyoruz. ..

© 2023 by Alice Styles. Proudly created with Wix.com

bottom of page